12 Aralık 2012 Çarşamba

Muhafazakar Tutarsızlıklar

Kimseyi kötülemek gibi bir niyetim olmadığını evvelden söyleyeyimde sürç-ü lisan edersem evvelden affola.
Girizgahlara çok dalmadan ana konuya girsem iyi olur. Şöyleki:
Ülkemizde Muhafazakarlık diye bilinen bir yaşam formu var. Kimileri için bir ideoloji.Neyse ne.
Ben herhangi bir sosyolojik araştrma, makale okumadan,belki okuduğum bir kaç köşe yazısından beslenmiş, ama çokça kendi gözlemlerimi içeren bir tahlil yampak istiyorum. Daha çok bir karşılaştırma aslında. Dini bütün yaşayanlara-yaşamaya çalışanlara- dindar derler. Ben de çok uzun kelimeler kullanmamak adına bu ismi kullanayım. Evet bu, dindarlarla muhafazakarların karıştırılması üzerine yazmak istiyorum.
Nihayet konuya girebildiğime göre saydırmaya başlayabilirim artık. Bir kere bu ikisini karıştırmaları fena halde bir fecaatken birde aynı kefeye koymak tam bir rezalettir(bana göre tabii ki). Günlük hayatta bu iki insan tipi asla birbirine benzememektedir.
Muhafazakar düşünen-yaşayan insanlar aslında dinin yasak saydığı şeylerin hepsinide(ya da çoğunu) yaparlar. İçki içerler, ama bunun günah olduğunu bilirler. Bir tövbe ederler. Sonra yine içerler.Genelliklede arkadaş ortamındaki ısrarlar sonucu şeytana uymak olur bu içmeler.
Kadınların mümkün olduğu kadar örtülü olmasını ister, ama kendileri en bakımlı ve eteği en kısa olanlarla birlikte olurlar.Evet böyle kızlarla birlikte olurlar, ama bunu bazen saklarlar yakın çevrelerinden. Bu kızlarla evlenmeyi çoğunluğu tercih etmez.  Ha evlenirlerse böyle kızcağızlarla onları biraz evirip çevirirler. Açıklığa da tahammülleri yoktur yani. Zaten eğlenilecek kız, evlenilecek kız ayrımınında böyle bir zihniyetten çıkmış olmasından fena halde kıllanıyorum. Zira dindarlar için sadece evlilik varken, dindar olmayanlar eğlendikleri kızla gocunmadan evlenebilirler. Bu ikisinide yapayanlara ben Muhafazakar diyorum. Bir tür arafta kalma durumu. Daha bunun gibi bir sürü örnek sıralanabilir. Namaz kılmaz, beş vakit vicdan azabı çeker, ama mutlaka orucunu tutar. Bu da Allahla kul arasındadır.Beni ve kimseyi ilgilendirmez, muhafazakarla dindarı birbirine karıştırmadığınız sürece.
Gerçek dindar günah işlersede bu her akşam içip sabaha tövbe etmek gibi bir durum olmaz genelde. Dindar bu kısır döngüyü kırmış belli günahlara karşı direnç kazanmıştır. Arada sırada dedikodu yapsada iftiradan kaçar(Bu geriye kalan herkes rahatça yapar gibi anlaşılmamalı tabi). Faizi ödemek zorunda kalsada asla parasını faize yatırıp onu yemez. Şakasınada olsa iddiaya girmez, piyango oynamaz. İkinci bakışın haramına girsede zinaya bulaşmaz.  Başını örtüp bacağına diz üstü etek giymez(giyende ben dinimin emrini yerine getiriyorum demesin lütfen).Bu kadar örnek ne demek istediğimi anlatmaya yetti mi? Bilmiyorum. Yanlış anlaşılma ihtimalini azaltmış olmakta bana yeter. Dindar olmayan insanlar faiz yer, rahatça dedikodu yapar üçkağıtçıdır demek istemiyoru. Gayet ahlaklı yaşayan ateistlerde vardır belki, ama burada konumuz bu değil. Konumuz hala Dindarlara Muhafazakarlar üzerinden yapıştırılmaya çalışılan etiketler. Muhafazakarlığıda dindarlık gibi siyasete alet edeneler böyle bir karıştırmadan nemalanıyor olabilirler. Bilemiyorum. Tanıdığım dindar, takvası yüksek,
Bu durumda aşırı muhafazakar diye bir kavram lügate nasıl girer bilmiyorum. Bu da aşırı dindarlıkla karıştırılıyor zannımca. Çünkü Muhafazakarlar yeri geldiğinde sol yeri geldiğinde sağ partiye oy veren sabit kadem yaşamayan demokrat gibidirler. Gibidirler diyorum çünkü rahat yaşamalarına karşın padişahlık döneminide özlerler. Belli bir dinin değilde genel ahlak kurallarının savunucuları ola gelmişlerdir. En azından benim gördüğüm örnekler bu yönde. Kendileri zaten orta yolun tarifi gibiyken özünde aşırılık nasıl olur bilmiyorum. Aşırı sıfatını Osmanlı hayranlığı getiriyor sanırım. Çünkü Osmanlı bütün hoşgörüsüne rağmen şeriatla yönetiliyordu(en azından Türk tebaa) ve şeriat demek aşırılık olarak algılanıyor günümüz dünyasında.

Her neyse bütün bu yazdığım yorumlar gözlemden ibaret. Sosyolojide, siyaset biliminde elbette kitaplar dolusu yazı vardır bu konular hakkında, ama gerçekten dindar insanla muhafazakar insanın aynı kefeye sokulması beni sıradan bir vatandaş olarak rahatsız ediyor. Kimin ne kadar dindar olduğunu sadece Allah bilir evet, ama elmayla armutu bile bile toplamamak gerekerir diye bu yazıyı yazdım. Ya da tanıdığım bazı insanların bilip bilmeden dindar geçinmelerindenmi bilmiyorum.

Son tahlilde bütün bunlar yanlış tespit ve gözlem olsun diyelim. Muhafazakarlarda gayet ciddi dindarlar olsun. O halde bu Muhafazakarız deyip çok rahat bir hayat tarzı olanlar kim? İlla ki etiketleme diye bir şey yapacaksak, etikette bunlar da yazmalı. Zaten hiçbir tanımı  kesin kabul etmiyorsak, kimseye ocusun bucusun demeyeceğiz demek ki
Demek ki neymiş bu dünyada birilerini etiketlemekte birilerine etiketlenmekte zor zanaatmış.
Etiketlerin sadece marketlerde ve mağazalarda bulunduğu bir dünya dileğiyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder