10 Aralık 2012 Pazartesi

Bize Kalan Bir Hoş Sada

Bir kemik yığını kalır senden, benden geriye. Bir hoş seda belki şairin dediği gibi. Bir mezar taşı kalır, şanslıysan ve bir ailen varsa. O da belediyelerin senin mezarını, yıllar sonra başka birine vermesine kadar kalır.
Düşünceler kalır, iyi ve kötü. Hasetlerin kinin kalmazsada birilerinin aklında, dünya atmosferine küresel ısınma olarak yadigar kalır. Diktiğin bir ağaç kalır belki de. Çocukların için oksijen üretecek bir çınar , bir kaç çam ağacı... Kim bilir ne kalacağını.
Bu dünyanın toprağına etin kalır, kanın kalır. Gübre olursun bir kaç kök patlıcan bitkisine. Ordanda birkaç insana vitamin olur, senden arta kalan bir kaç molekül.
Hırkaların kazakların kalır fakirin birine, üşümesin kışın diye.Evdeki eşyalar öğrencilere kalır. Belki borcun kalır bankanın birine, eşini dostunu gücendiren.
Çok çalıştıysan bir ev, bir araba belki.Onları paylaşmaları için çoluk çocuğuna bir kavga bırakırsın.
kırılmış bir kaç kalp, ödenmemiş faturalar, dilenmemiş özürler kalır senden geriye. Belki bunların hiç biri kalmaz. Ne bir evin, araban ne bir eşin dostun yoktur belki. Söyleyecek bir sözün anlatacak bir anın olmamıştır belki.Söylemek istediklerin bir defterde birikmiş o da kızına ya da oğluna kalmıştır. Gülümsemen yüzünde donup kalmıştır bu dünyadan göçerken.
Prangalı bir ayağın gidebileceği kadar yol yürümüşsündür bu hayatta belki. Bir kafesin içinde yaşayan kuş kadar olmuştur uçuş alanın. Gördüğün, duyduğun hayat bir kaç cümlelik beyanata sığmıştır..Belki çok okumuş az söylemişsindir. Çok konuşup az dinlediysen eğer dert değil. Onuda üç günde unuturlar elbette.
 Güzellikten istediğini alamamışsan da üzülme. Senden geriye yaşlılığında, bir koltuğun üzerinde etrafında (varsa) torunlarınla çekilmiş bir fotğraf kalır.Ne kadar güzel olursa olsun bir insan yaşlılık onuda bulur sonunda, tıpkı ölüm gibi.
Sen göçüp gidince sonsuzluk limanından, senden geriye bir şeyler kalır da sana ne kalır bu dünyadan. Bana, bize ne kalır sahi dünya hayatından. Çalıştık ettik. Üzüldük sevindik. Kinlendik, sevdik. Hem de çok sevdik.Ağladık, hasta olduk.Tamam, ama bize ne kalacak?
Hayat yordu bizi deriz ya hep.Hayat bitip gidince yorgunluk, kırgınlık bize kalmıştır artık.
Bizim yanımıza kâr kalan hiçlik olmuştur belki. Koskoca bir hiç mi olacak acaba hayat harcanıpta bitince?
Yaptığımız, ettiğimiz, söylediğimiz her şey bizimle birlikte yürür. Sonsuz hayatımızda bize faydalı, faydasız, zararlı olan hatta çok zararlı olan şeyleri bu dünyada hazırladık. Orada bu mutfaktan ne çıktıysa onu yiyeceğiz. Ya hayal bile edemeyeceğimiz cennet yemişleri ya hayal bile edemeyeceğimiz ateşten lokmalar. Her şey bize buradaki hayatımızdan miras kalacak. Ömrümüzü uğruna harcadığımız her şey bizden sonrakilere kalırken bize buradan sadece bir hoş sada kalacak belki de:
Merhumu nasıl bilirdiniz?
İyi Bilirdik...İyi Bilirdik...


zülf-i siyahı saye-i perr-i hüma imiş
iklim-i hüsne anun içiün padişa imiş
bir secde ile kıldı ruh-i aftabı zer
hak-i cenab-ı dost aceb kimya imiş
avazayi bu aleme davud gibi sal

baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş

görmez cihanı gözlerimiz yarı görmese
mir'at-ı hüsni var ise alem-nüma imiş
zülfün esiri baki-i biçare dostum
bir mübtela-yı bend-i kemendi bela imiş



BAKİ

(Bu şiir DELİNETCİLER.NET den alınmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder