12 Temmuz 2012 Perşembe

KOYU KARANLIK




Karanlığın da renkleri vardır.Koyu karanlıksa, karanlığın ve siyahın en dehşet vericisidir.
Her zaman dehşet vermez bu renk insana.Küçük bir kız çocuğunun saçlarındaysa bu renk ya da iri , kapkara gözlerle bir oğlan  çocuğu size baktığında dehşete kapılmazsınız.
İçiniz mutlulukla dolar.Hele ki kendi çocuğunuzsa.
Anne baba olunca başkalarına çirkin gelse de çocuklarımız (ki çirkin çocuk yoktur aslında) dünyanın en güzel varlığı gibi görünürler gözümüze.
Kıyamayız düşüp te bir yerleri acıdığı zaman. Onlarla birlikte ağlayacak gibi oluruz. Dudaklarını aşağı doğru sarkıtmaya başladımı hüzün kaplar içimizi.Çünkü anne demek şefkat demektir. Hiç bir canlı anne kadar şefkatli yaratılmamıştır.Allah şefkatinden annelere de pay vermiştir çünkü.Çünkü anne demek 8-10 çocuğu da olsa hepsine, o, Allahtan gelen şefkatle kol kanat germek demektir.Şikayet etmekten kaçınarak tevekkülle bu kutsal emanetin altından kalkmaya çalışmaktır annelik.Öyleydi,eskiden...
Maalesef bunlar, bütün bu duygular bütün anne babalar için geçerli değilmiş.Zaman değişti ve annelikte artık bencilliğe ve maddeye yenilmeye başladı.Azar azar ve sinsice işliyor içimize diğer olumsuz değişimler gibi. Bunu  bir profesörden duymaya gerek yok.Haberlere bakmak yeterli.



Bilmem kaç haftadan beri haberlerde gördüğüm çocuk katili anne başlıkları bütün duygularını alt üst etti annelerin eminim.Bir anne düşündüm Çocuğunu dünyaya getirmiş.Onu sevmiş ve büyütmüş, belki bir belki 5 yaşına kadar.Sonra bir gün ne olduysa onları öldürmeye karar veriyor kendiyle beraber. Çektiği hayat onu ölümü düşünecek kadar sarsmış, hırpalamış,savurmuş. Bir tanesi şöyle bir mektup bırakmış ardında''Benden sonra ortada kalmalarını istemiyorum.''

Ondan sonra o çocuğa olabilecekler neler peki? Muhtemelen pek iyi bir hayat değil, ama bunun kararını nasıl verebilirsiniz.Hem de onun annesi olarak. Okadar da deli değiller üstelik soğuk kanlılıkla tüm bu tahminleri yürütebildiklerine göre.

Beş yaşında kıpır kıpır, ordan oraya zıplarken görüntülendi son olarak küçük kız. Kapkara saçları gece gibi, gecenin en koyu tonunda, ama iç karartmıyor zifiri karanlık gibi. Anne öyle değil. İçi kararmış,bıkmış hayattan ve kızının yaşama sevinci artık ona umut veremiyor. Belki de hiç vermedi.Önce onu öldürdü belalı aşıklar gibi, sonra kendini öldürmeye çalıştı.Kurtuldu ne yazık ki. Kurtuldu ve bununla yaşayacak şimdi. Bir daha deneyecek ya da Allah ne kadar ömür verdiyse evlat katili olarak yaşayacak.Beş yaşında umutları henüz yemyeşil bir bahçe gibi huzur dolu olan küçük kız şimdi çok güzel cennet bahçelerinde. Buna inanıyorum. Böyle diyor çünkü inancım. Peki anneye ne olacak. O artık cehennemini bu dünyada yaşayacak.Kendi canına kıysaydı da huzur bulamayacaktı.
Başka bir şehirde başka bir anne 2 evladına birden kıydı.Sonuç aynı.Anne kurtuldu, Çocuklar mezarda.Rusyadaki daha vahim bir örnek.Çocuğuna bakamadığı için yol kenarına bırakıp kaçtı.Bebek 9 aylık.Bulunamazsa muhtemelen açlıktan ölecekti. Yine bir hayata ve Yaratıcıya inanç eksikliği örneği.Maddeye tapanlar bunu telafi etsin bakalım.

Belki sır burada.Her şey tükendiğinde inançda tükenmişse kopkoyu bir karanlık kalır geriye ve biz canımızdan can kattığımız evladımıza bile hayatı çok görürüz artık.Oysa masum bir insanı (sebebi ne olursa olsun) öldürmek bütün insanlığı öldürmek demekti.

İşin bir başka boyutu da bu anneleride bizim yetiştirmiş olmamız.





Biz doğurduk.İpek gibi saçlarını taramaya kıyamadık. Cennet kokusunu içimize çekmeye doyamadık. İlk adımlarını gülücüğünü merakla bekledik.Sonra da öldürdük. Zehir içirdik, boğduk,  sattık.Biz yaptık, biz anneler. Cennetin ayakları altında olduğu anneler.

Cennet gerçekten de ayakları altında. Hatta bu sefer ellerinde. Çocuklarını cennete gönderen anneler. Maalesef her çocuk ölümü ana babaya şefaat olarak geri dönmeyecek. İlahi adelet bu dünyadaki gibi işlemiyor Şükür ki.

Evet her rengin olduğu gibi siyahında koyusu varmış. En koyu sihay vicdanı ölmüş (ya da öldürülmüş) bir annenin içindeymiş.En parlak mavilerin ve yeşillerin olduğu o dünyayı karartan herkes bilsin ki en koyu geceler onların olacak, ama bugün, ama yarın...

2 yorum:

  1. yaktın yıktın binbir düşüncemi,içimde bir yerlerde var olan küçük bir odanın kapısını gıcırdatarak açtın, serin bir suyla yıkadın tüm odayı... vicdanım kabardı, en az senin kadar üzüldüm...

    hayat yolunda bana göre imtihan, annelik... anneliğin kolay olduğunu kimseden duymamıştım, zor iş vesselam, sen hakkını vermeye bak.

    güzel gözlü çocuklarınla dolu bir masayı yemeklerle donatan eşinle sana mutluluk, size mutluluk...

    YanıtlaSil
  2. Bana göre biz, bu devrin anneleri o işin hakkını tam olarak veremiyoruz.Sadece elimden geleni yapmaya çalışıyorum.Baktıkça içini ısıtan melek yüzlü çocukların olsun inşallah. Ama seninki gece çok ağlamasın ve seni uykusuz bırakmasın inşallah:))))))))

    YanıtlaSil