12 Haziran 2012 Salı

YILLAR SONRA

Yıllar bazen ağır ağır bazen de bir günmüşçesine çabuk geçer.Nasıl geçecek kalan ömrüm. Nasıl bitecek hikayem.Sen benden ben senden memnun kalacak mıyız yıllar  sonra. 
Yıllar sonra ben başka bir ben, sen başka bir sen olursan eğer ben ne yaparım o zaman.
Ellerim artık eski ellerim, yüzüm eski yüzüm olmadığında; aynada gördüğüm yüz gülebilecek mi yine bana?
Peki sen aynı mı bakacaksın gözlerimin içine? Sarılışın yine Şefkat dolu, sorgusuz sualsiz mi olacak?
Bana yine türküler söyleyecek misin zamana direnerek.O yıllar geldiğinde, şimdi bebeğim deyip bağrıma bastığım yabancı olduğunda ben tekrar çocuklaştığımda ve sen gitmişsen eğer kim kalacak bana? Korkulu bir rüya görünce yine, kimin kollarına sığınacağım ben?

Yalnızlık...Onu iyi tanırım.
Yıllar sonrada tanıyacağım şüphesiz, ama onu ağırlayacak gücü verecek misin bana ey Rab?
 

Hayallerim yarım kalmış, saçlarım ağarmış, hayat ölüme yaslanmışken ben neler düşünüyor olacağım.
Ardında bir enkaz bırakarak beni terk eden gençliğim bana şefaatçi olabilecek mi hesap günü geldiğinde?

Kabarıp dolan defterlerim güzellikler yerine çirkinliklerle kirletilmişse kim tutacak ellerimden korkmayayım diye?


Kim bilebilir yıllar sonra dünyada nasıl bir seda bırakacağını.Ben öldükten sonra kim bilecek beni?
Evladım mı !
Yavrum dediğim sen, yıllar sonra başını alıp nerelere gideceksin acaba? Gittiğin yerlerde  seni ana kucağı yerine hangi soğuk odalar saracak?
Bir gün sende dalıp geçmişe ' Orada bir yerlerde benim çocukluğum var' diyecek misin?


Sen, benim nefsim yıllar sonra hala yaşıyorsan şeytanın ve meleklerin fısıltılarını  yine taşıyacak mısın bana?


Gün yine aynı mı doğacak benim için. İnsanlar yine aynı telşla mı koşuşturacaklar oradan oraya?
Günler geçmez, Geceler daha bir katran olduğunda, ben yeniden çocuk olduğumda , kim karanlıkta ellerimden tutup diyecek:
'' Korkma küçüğüm korkma! Neredeyse sabah oluyor''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder